Sayfalar

31 Ocak 2011 Pazartesi

eskidendi çookk eskidenn


   Tüm haftasonu yayıldım, okudum, okudum, okudummm.. Dolayısıyla çok fazla örgü örmedim, yemek yapmadım hele temizlik işine hiiiç bulaşmadım. Birkaç gündür de post yollamadığım için bari daha öncekilerden ekleme yapayım dedim. Amatör işi ama ben pek keyifle örüyorum, umarım beğenirsiniz:)
  
    Bu benim o zamanki sevgili şimdiki kocaya, onun ısrarlı istekleri sonucu yaptığım ama onun 4-5 kere giydiği kazak. Öylesine ördüm işte, model falan yok, erkek kazağı ne modeli:) Arka plan buruşuk nevresim:)


   Bu çok parlak beceriksizce çekilen fotodaki benim bandanam. Saçlarım bere takınca dana yalamış gibi oluyor diye böyle bişey ördüm. Yağmur vs. yoksa boyunluk gibi duruyor boynumda, değilse başımda. Takınca oldukça şirin oluyor. Belli olmasa da siyah içinde dore ip ve boncuklar var.
  Veee bu benim niye yaptığımı bilmediğim çantam. Daha önce paylaştığım klozet takımının artan ipleriyle yapıldı, içine eski bir bez çanta dikildi. O kadar:)
  Cumartesi günü Kent Meydanı AVMdeydim, D&R'da bir sürü indirim vardı, ben de toparladım fırsatı bulmuşken. Daha önce hiç Jane Austin okumamıştım, Dili hoşuma gitti. Bitirince tavsiye esip etmeyeceğime bakarız artık...
Posted by Picasa

26 Ocak 2011 Çarşamba

mim, mimcik, mimimcik..


   Zormuş ayol bu mim işi ama ilk mimim ya pek keyifle yaptım. Şimdi gelelim mim konusuna; bende olmayan asla olamayan fiyonk. Evet fiyonk ya.. Bende ne arar fiyonk:)) Neyse önce özet geçip fotolarımı koyuyorum.


Mim Konusu: Fiyonkunu Göster!
Mim Teması: Fiyonklar ne şirin şeyler değil mi :) Aksesuar olarak, elbiselerin üzerinde, dekoratif objelerde ve daha birçok noktada karşımıza çıkıyorlar tüm sempatiklikleriyle :) Hal böyle olunca, tüm fiyonklar toplansın ve nerede ne fiyonkun varsa göster bize :)
Mime Dair Birkaç Nokta:
1- Mimlenen arkadaşımız bize fiyonklu cicilerini gösterecek, en az 3 adet olması yeterli :) Daha fazla fiyonku varsa ne ala :))
2- "Benim fiyonkum yok kii" diyorsan sana "Ama nedeeen?" diyorum :)) Olsun mimlenmene engel değil :)) O zaman en beğendiğin fiyonklu cici ne varsa sanal alemde, bize göster diyorum :)
3- Mimlenen elbette yanıtlamak zorunda değil ama fiyonk aşkına yanıtlamazsa üzülürüz :))
4- Kendisini mimleyen arkadaşının fiyonklarından en beğendiği fiyonka da miminde yer versin lütfen :) Böylece en cici fiyonkumuz hangisiymiş, görelim :)



İşte bulabildiğim zavallı fiyonklarım:

1. Bu aslında tam fiyonk sayılmaz ama dayanamadım koydum, boncukların altı fiyonk yapılmaya çalışılmış çünkü. Bu sabunları arkadaşım evde yapmış, bana hediye getirdi. Biri ballı kekikli biri tarçınlı. Tabi ki kullanmaya kıyamıyorum:))



2. Gelin şalımın üstündeki lalemin fiyongu. Fotodan çok da belli olamayan gelin saçımın çiçeğiyle takım yapıldı. Onda da kurdele fiyonk var ama oldukça uzun uçları, çekemedim.



3. Gelin şalım ve çiçeğime takım olarak daha sonra da kullanabilmem için yapılan fular-şal arası bir akseuar. Sadece lale değil çiçekler de var bunun üzerinde.


4. Düz ve sadece şeritleri makinelenmiş havlulara benim bulup eklediğim çiçek fiyonklar. Aslında bunları bir plaj çantasından söküp buraya silikonladım. Yıkamadım daha:)


   Sıra geldi beni mimleyen sevgili Özi'nin güncesi arkadaşımın fiyonkları arasında en beğendiğime. İkinci resimdeki bluzun içinde yer alan fiyonk detayı hoşuma gitti. Ben de eğer kabul ederse Elif in dreams arkadaşımı mimliyorum (Senin görevin Jim, eğer kabul edersen ..gibi oldu) :))

25 Ocak 2011 Salı

yedim, ördüm, ohh..

   Bugün iştah gezdirirken sevgili Balböcüğü Serpil'in blogunda lavaşlara denk geldim. Çok güzel tantuni yapmış ve fotoğraflamış.İştahım kabardı kabardı ve bana lavaş, tulum peyniri ceviz düşüncesi olarak geri döndü. Oturdum hamur mayalayıp lavaş yaptım ben de. Ama iştahı kabaran bir tek ben değilmişim, evdeki çok yiyen koca kod adlı şahıs "yaa ama bunlar boşa gitmesin, o kat kat şeyden yapsana" diye dudağını sallandırınca lavaşlarım tulum peynirinin yanından uzayarak şebit mantısı olma yolunda ilerlediler. Ama tam olamadılar sadece şebitimsi davrandılar.
  
  Kıyma ve ince kıyılmış kuşbaşı eti soğan ve biberle iyice pişirildiler, imzam haline gelen baharatlarımı salladıktan sonra yazdan hazırladığım domates sosumla fıkırdadıktan sonra bir kat lavaş, bir kat kıymalı harç bir kat kaşar olarak dizildiler. 11 katta son bulduktan sonra üzerine sarımsaklı naneli yoğurt döküp mideye indirildiler.Valla fotolardaki görüntüden çok daha iyiydi tadı:)


  Hala yatak örtüsünü elime alacak kadar düzelemedi bileklerim, dolayısıyla diğer yarım işime devam ediyorum. Daha önce 10marifette gördüğüm bir battaniye modeliydi, bitince orjinaliyle yayınlayacağım tabi. ince uzun atkılar örülüp birleştirilerek yapılan rahat bir örgü. Şimdilik üç parçası bitti. Sanırım sekiz tanede tamam olurlar.


Posted by Picasa

24 Ocak 2011 Pazartesi

Delikli nane


   İki gündür bileklerim çok ağrıyor, o yüzden çok öremedim. Yatak örtüsünün parçalarını ayrı ayrı örsem de yine de bayağı ağır olmaya başladı sona yaklaştıkça. Bir de uyuyorum, bir de uyuyorum sormayın gitsin. Yani zaten uyku sever bi tipim ama şu sıralar olan uykum pek normal değil. Neyse madem öremiyorum ben de dikerim dedim ve yarım yamalaklardan elime aldım. Daha önce yaptığım klozet takımı vardı, kaydırmaza monte edilmeyi bekliyordu. Onu diktim ama zor oldu, gerdire gerdire yapmam gerekti ama bitti sonunda. Yalnız biraz küçük oldu gibi geldi paspası, turunculardan kalmadı ama siyah kirpim hala var evde. Tüm işlerim bitince sağından solundan genişletirim.




   Daha önce parçaları yayınlamıştım, bunlar da yastıkları işte. Yastıklar tamam ama örtü yok hala:) Son iki çile ip kaldı. O da gelecek, bekleyin beni:)))

Posted by Picasa

21 Ocak 2011 Cuma

bitecek.. bitmeli!


    Yeni battaniyeye başlamak için deliriyorum ya, yarım kalan işlere kitlendim, Figen ablanın dediği gibi "yaparım ben bunu" diyorum. Gerçi ben onun kadar kibar diyemiyorum; "yaparım olm ben bunu, yürrüüü kızımm" falan nidalarıyla örüyorum ya hadi hayırlısı. Adam 3 ayda boşayacak:))
    Bugün Ikea evimizin herşeyinden gidip iki tane küçük boy yastık aldım. Daha önce fotolarını yayınladığım yatak örtüsü -battaniye kırmasına takım yastık yapacağım. Evde kalan düğmelerle falan da sabitlerim sanıyorum. 





   Akşamı da yine kendime göre icatlarla geçirdim.Aslında tam icat sayılmaz değiştirme diyelim. Dolabımda közlenmiş kırmızı biberlerim vardı, çıkardım çözülsünler diye. Altı üstü yoğurtlu biber yapacaktım ama baktım çok fazla koymuşum, geri de donduramayacağım için bir iç hazırladım. Tavuk, mantar, soğan, taze sarımsak, dereotu, azıcık ince bulgur ve baharatlar. Normalde lorla yaptığımız iç yerine hazırlayıp köz biberlerimi doldurdum. Una ve yumurtaya bulayarak teflon tavada çok az yağ ile kızarttım. Üzerine sarımsaklı yoğurt yapınca da tadı daha hafifledi. Güzel oldu bence, denemenizi tavsiye ederim. Kayınvalidemlere de indirdim (alt katımda oturuyorlar), pek beğendiler. Valla tavsiye ederim:))




Posted by Picasa

20 Ocak 2011 Perşembe

Gezentiyim.. Tembelim..


    Günaydın, yeni uyandım çünküü:) Dün çok yorulmuşum, o kadar çok iş yaptık ki ayaklarım zonklayarak geldim eve. Dün koca isimli şahıs, beni biraz Osmanlı havası almamı tavsiye ederekten dışarı sürükledi. Kapalıçarşı, Eski Aynalı Çarşı, Koza Han vs gittiklerim arasındaydı. Gerçi buraları düğün hazırlıkları sırasında sürüüü sepet gezdim ama aylak aylak gezmek pek daha iyi geldi.
     Yeni Bursalı oldum ya kendime göre yerler buluyorum. Şanssızlık, fotoğraf makinemin şarjı bitti çok az foto çekebildim. Ama en sevdiğim kareleri çektim. 



   Burası Eski Aynalı Çarşı'da antikacı vitrini. Eski parfüm şişerine bayılıyorum ben, kendimde de bir kaç tane var. Bayılıyorumm bunlaraaa bennn. Her seferinde alacağım sanırım. Alttaki resim de yine aynı çarşıdan, rengarenk işlemlere çinilere falan hayranım. Neden bunları tam değerlendiremiyoruz ki.



  Çok dolaşıp yorulunca çay molası verdik. Koza Han'ın içinde oturup etrafa baka baka Türk kahvemi yudumlamak yorgunluğumu alıyor. Ama tabi yanında herkesin çok kızdığı sigaramla:)) Tüte tüteee içtim kahvemi:)


    En son Reyhan pazarı denilen bir yere götürdü kociş beni, al dedi istediğin kadar yün. Gerçi bir Ankaralı olarak burası bana çok da büyük gelmedi ama bilemiyorum. Burası sadece eşimin bildiği bir yer, belki daha büyük yün storelar falan vardır. Uzun süredir aklımda olan Ripple Afgan modelinde bir battaniye yapmak vardı. Evde kalan yünlerime ek olarak bunları da aldım. Bu hevesle yarım işlerimi tamamlayıp hemen bunlara başlamak istiyorum. Şeker gibi rengarenk. Beni bu kadar hevese getiren tabi ki Attic24. Bayılıyorum bu kadının yaptıklarına. Neyse heves ve keyifle yarım işlerimi bitirmem lazım:))



Posted by Picasa

19 Ocak 2011 Çarşamba

gelsin börekklleerrr


     Birkaç gün aradan sonra yeniden geldim, yayınladığım iki üç parça işin beğenilmesine delilerrr gibi sevindim ve kendimi sorumluluk altında hissettim:)) yarım işlerimi bitirip yayınlamam lazım:)) Gerçi üzerimde feci bir ağırlık var, Ankara'da hastanede kaldığım gecelerde ciğerlerimi feci üşütmüşüm, hörül hörül öterek geziyorum evde, kociş de bana bakıyor. Daha doğrusu bakıyordu çünkü iki gündür deplasmana gitmişti.  Az sonra evde olacak, yoldalar ve geliyorlarrr. İki gündür pek özledim kuzuşumu, aç tavuklar gibi geliyormuş. Ben de oturdum gece gece ona börek yaptım. Koskoca semaverle çay demledim gece gece, gelsin yesin içsin diye. Tabi insanın tiryaki kocası olursa demlik, çay makinesi vs. iş görmüyor. Ancak elektrikli semaver işe yarıyor. Büyüğüm vallaaa, gelsin de görsün:))




   Böreklerimin rengi lütfen yanıltmasın, sıfır yağ ile piştikleri için kıtır ama yer yer çok kızarmış durumdalar. El açması olan sevgili böreklerim mercimekli ve kıymalı olarak teflon tavada yağsız ve için için piştiler. Aslında fırında daha iyi olurdu ama hamur aç, içini yap vs. çok yorulduğum için ortalığı dökmek istemedim. "At tavaya, kapat üzerini, unut" formülü ile piştiler.

   Bu arada bir şey duyurayım istedim, aranızda katılmak isteyen olur belki. Takipçisi oladuğum Makyaj Günlüğü blogunda sevgili Hacer bir yarışma düzenliyor. Çok güzel ürünlerin deneme boylarını çekilişle hediye edecekmiş. Güzel fikir. Böylece gereksiz alışveriş yapmadan direk doğru ürünü seçebiliriz. Bir göz atmak isterseniz Tıklayın. Herkese bol şanslarr.


15 Ocak 2011 Cumartesi

Bardak altlıklarım..

    Ankara'ya gitmeden önce atölye nott 'un bardak altlıklarına özenerek yaptığım altlıkları paylaşmak istemiştim ama kısmet olmamıştı. Ben yokken kociş bunları kullanmış ve hatta üstlerine kahve dökerek kirletmiş bile:)) "E zaten sehpa masa kirlenmesin diye yapmadın mı?" diyerek de üste çıktı. Fotoğraflarım güzel çıkamıyor biliyorum, malesef çok parlatıyorum ama yavaşş yavaşş öğrenicem:) Bu arada Ankara'dayken yaptığım şeyi de paylaşıcam eğer bitirebilirsem. Yanımda taşıması kolay diye firkete işi başladım da.

   Şimdilik bye byeee..





Posted by Picasa

13 Ocak 2011 Perşembe

geldim..

    Selamlar, geri geldim eve. Mesaj atan herkese çok teşekkür ederim. Ananecimm eve çıktı dün ve ben bugün eve geldim. Durumu nasıl? Pek iyi değil, sadece geçici bir süre için midesinde yiyebileceği bir kanal açıldı. Beklenen dışında, yumurtalık kanseri tüm batını sarmış, mide ve böbreklerinde kistler oluşmuş. Yaşı ileri olduğu için bir şey yapamayıp sadece yiyebilmesini sağladılar. Eve çıkınca biraz rahatladı. Ne de olsa insanın evi gibisi yok. Umarım düzelir.. ya da çok çekmez. Allah çok çektirmesin inşallah. Yalnız ilginç olan bir şey.. bu kadar vücudu sarana dek hiç ama hiç mi ağrı sızı olmaz?? hiç mi belirti göstermez... ooff ne bileyim.

   Beni yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim. Şimdi blog listemden kaçırdığım 20 günü takip edeceğim..

   Görüşmek üzere..